7 Haziran 2014 Cumartesi

Ritm bozukluğu kalp krizi habercisi.

Medicana Konya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Soylu, genç hastalarda görülen çarpıntı, bayılma olaylarının stres ve psikolojik sebeplere bağlanıp geçiştirilmeden mutlaka bir kalp doktoruna başvurulması gerektiğini söyledi.

Gençlerde en sık karşılaşılan kalp hastalığının ritim bozukluğu olduğunu belirten Doç. Dr. Ahmet Soylu, “Ritim bozuklukları kalp hastalıklarının önemli bir kısmını oluşturan ayrı bir bölüm. Diğer kalp hastalıklarıyla birlikte de sıklıkla karşımıza çıkıyor ama tek başına da ritim bozukluğu bir kalp hastalığı şeklinde sıklıkla karşılaştığımız bir durum” dedi.

Gençlerdeki bayılma ve çarpıntıların stres ve psikolojik sebeplere bağlanarak geçiştirilmesinin doğru olmadığını kaydeden Doç. Dr. Soylu, “Hastalarımız, özellikle kalp hastalığının yakıştırılamadığı yaş gruplarındaki kişilerin, ara ara bayılma şikayeti, çarpıntı, ciddi bir sıkıntı yaşayıp acile gittiklerini ve acile gittikten sonra yapılan bütün tetkiklerde her şeyin normal çıktığını, ‘nedeni psikolojik’ denip tekrar eve gönderildiklerini sıklıkla duyarız. Böyle demeden önce hastanın mutlaka iyi bir şekilde sorgulanması lazım.

Eğer hasta, ‘benim çarpıntı şikayetim oluyor, gözüm kararıyor, başım dönüyor ve bayılacak gibi oluyorum’ diyorsa acile geldiğinde çekilen grafiklerde, yapılan tetkiklerde her şey normal bile olsa onu iyi sorgulamak lazım. Çünkü maalesef ritim bozukluklarında kalp aniden hızlanabiliyor ve çok uzun sürmediği için de hasta acile gelene kadar bu tamamen geçmiş olabiliyor. Tabi hasta acile geldiğinde o ritim bozukluğu yeni düzelmiş olduğu için ufak şikayetleri devam edebiliyor. Fakat o durumda genç hastalara kalp hastalığı yakıştırılmadığı için ‘psikolojiktir, stresten, sınav stresinden olabilir’ diye geçiştirilip atlanabiliyor. Bu tip şüphenin olduğu, özellikle hastanın ‘benim bazen durduk yere çarpıntım oluyor ve bayılacak gibi oluyorum’ dediği bir durumda mutlaka hastanın teferruatlı değerlendirmek için bir kalp doktoruna gönderilmesi gerekir” diye konuştu.

Ritim bozukluğunun kalp atışını normalden 2 hatta 3 kat artırdığını aktaran Doç. Dr. Ahmet Soylu, kalbin bir şehirdeki elektrik şebeke sistemi gibi çalıştığı örneğini verdi. Soylu, "Nasıl ki, bir şehirde trafodan elektrik çıkıyor ve tüm şehre kablolarla dağılıyorsa kalpte de belli bir merkezden elektrik vücudun ihtiyacına göre üretiliyor; fiziksel aktivite gösteriyorsanız daha hızlı, eğer uyuyorsanız daha yavaş şekilde elektrik aktivitesi üretiliyor ve özelleşmiş yollarla kalbin diğer bölümlerine yayılıp kalbin kasılmasını sağlıyor. Bu sistemdeki herhangi bir problem bir tarafta bazen ilave bir elektrik kablosu gibi düşünün, bazen de mevcut elektrik kablolarının içinde kısa devre oluşması gibi düşünün. Burada kalbin 70 - 80 atarken aniden 180, 200 bazen daha da fazla hızlanmasına sebep oluyor. Bu aniden başlayan ve genellikle de aniden sonlanan bir durum. Böyle bir durumda hastanın aniden çarpıntı şikayeti oluyor ya da bazen çarpıntıyı çok hissedemeyebiliyor, baş dönecek gibi oluyor, halsiz, bayılacak gibi olabiliyor hastalar. Hatta bazıları maalesef bayılabiliyor. Öyle bir durumda mutlaka teferruatlı bir araştırılması lazım” şeklinde konuştu.

"RİTİM BOZUKLUĞU'NUN TEDAVİSİ MÜMKÜN"
Onlarca türü olan ritim bozukluğunun tedavisinin mümkün olduğunu dile getiren Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Soylu, “Ritim bozukluğu'nun hangi tür olduğunu anlamak lazım. Tespit edildikten sonra eğer mümkünse ablasyon dediğimiz yöntemle o elektriksel, kısa devreye sebep olan bölgenin tespit edilip oranın imha edilmesi durumunda hastanın bu çarpıntı şikayetinden tamamen kurtulması büyük bir başarı oranıyla mümkün. O nedenle böyle genç bile olsa, ara ara bayılma şikayeti olan hastalarda altta bir kalp problemi olabileceği mutlaka akılda tutulması lazım. Ya da hastanın sık sık acile bu tip şikayetlerle gittiğinde altta bir kalp hastalığı mı var diye mutlaka tetkik edilmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Arşivi