14 Nisan 2014 Pazartesi

Açalya Samyeli ünlü olmak istemiyormuş.

2012 Miss Turkey kraliçesi Açalya Samyeli Danoğlu, yarışmaya babasının isteği üzerine katılmış. Danoğlu, “Pek hevesli değildim, birinci olduğumu duyduğumda çok şaşırmıştım” diyor. Hırslı olmadığını da sözlerine ekliyor.

Açalya Samyeli Danoğlu, GQ dergisine konuştu.  Danoğlu, kendisini şöyle anlatıyor: “1991 yılında Almanya’da doğdum. Biri kız, ikisi  erkek üç kardeşim var. Onlardan büyük olduğum için, çocukluğumdan beri evin bir nevi ikinci annesiyim. Kendimden çok onları düşünürüm,   herhangi birinin yüzü düşmüşse kendi programımı  iptal edip onun yanında olurum.  Bu anaç tavrım, beni hızlı olgunlaştırdı. Bundan da şikayetçi değilim. “

TÜRKİYE’YE DÖNÜŞ
Danoğlu ve ailesinin Türkiye’ye dönüş hikayesi şöyle: “Babam bir gün bizleri karşısına alıp, Türkiye’ye yerleşmek isteyip istemeyeceğimizi sordu. Bu teklif karşısında hepimiz şaşırmıştık ve  açıkçası bu değişikliğe çok da hevesli değildik. Yeni bir hayata alışmaya çalışmak gözümüzü korkutmuştu. Ancak babamdan ‘Yapamazsak döneriz’ sözünü alınca kendimizi bir anda Tekirdağ’da bulduk. Liseye Tekirdağ’da başladım ve gerçekten çok zorluk çektim.
Kimseyi tanımıyordum, Türkçe bile konuşamıyordum. Neyse ki kısa sürede her şeye ve herkese alıştım.”

SURVIVOR BENLİK DEĞİL
Danoğlu, Acun Ilıcalı’nın Survivor teklifini neden kabul etmediğini şöyle anlatıyor: “Çok kaliteli bir yarışma, kabul ediyorum  fakat o ortam kesinlikle bana göre değil. Yanlış anlaşılmasın, açlık ya da yarışlar değil gözümü korkutan. Ben oradaki dedikodulara, haksızlıklara dayanamazdım. Zaten Acun Ilıcalı’yla görüştüğümüzde, o da benim orada çok mutsuz olacağımı anladı.”

İYİ Kİ KATILDIM
2012 yılında Miss Turkey yarışmasında aldığı birincilikle tescillenen Açalya Samyeli Danoğlu, yarışmaya babasının isteği üzerine katılmış: “Genelde genç kızlar güzellik yarışmasına katılmak ister fakat aileleri karşı çıkar. Biz de tam tersi oldu. Benim boyum 1.85  m. Babam uzun boyumu bir şekilde değerlendirmemi isterdi hep. Bu nedenle Almanya’da beni voleybola yönlendirdi. Orada  dört sene oynadım fakat buraya gelince devam ettireme-dim. Babam da uzun boyumu değerlen-dirmem için güzellik yarışmasına katılmamı önerdi. Açıkçası ben pek hevesli değildim. Yarışmaya katılanların çoğu, oraya ‘Türkiye’nin en güzel kızı benim’ iddiasıyla giriyor. Benim böyle bir iddiam  da yoktu. Bu nedenle birinci olduğumu duyduğumda çok şaşırmış-tım. Gerçekten ünlü olmak gibi hırslarım yok. Yine de iyi ki yarışmaya katılmışım, ileride çocuklarıma anlatabileceğim esaslı bir hikayem olacak.

AŞK KAPIMA GELDİ
Danoğlu, sevgilisi Erman Ademoğlu ile değişen hayatını şöyle özetliyor: “Evden pek çıkmadığım için aşk konusunda biraz umutsuz vakaydım. Arkadaşlarım birileriyle tanışmak istiyorsam, dışarıya çıkmam gerektiğini söyleyip dururdu. Oysa aşk benim kapıma geldi. Çok yeni bir ilişkim var, Bursalı işadamı Erman Ademoğlu’yla birlikteyim. Her şeyiyle bana çok iyi gelen bir adam. Her insan gibi benim de inişlerim ve çıkışlarım olur. Ancak Erman hayatıma girdiğinden beri inişlerim çok azaldı ve  o beni kesinlikle daha iyi bir insan yaptı.”

HEDEFİM SPOR SPİKERLİĞİ
Sporla ilgili bir şeyler yapmak istediğini söyleyen Danoğlu, “Hayatta en imrendiğim insanların başında sporcular geliyor. Sporla ilgili işler yapmayı çok istiyorum. Mesela spor spikerliği olabilir. Bir de şu sıralar çok heyecanlandığım bir proje için, bir televizyon  kanalıyla görüşme halindeyim” dedi.

ŞU SIRALAR  EN ÇOK...

* Güzellik yarışmalarından çıkan kadınlar arasında Burcu Esmersoy’u beğeniyor.
* Çabuk sinirleniyor  ve bundan hoşlanmıyor.
Bu huyunu törpülemeye çalışıyor çünkü bu özelliğinden dolayı çok kolay kalp kırabiliyormuş.
* Annesiyle iyi anlaşıyor. Zaten hayattaki  duruşu nedeniyle de idolü annesi.
* Mevlana’nın “Öldüm der durur, yine de yaşarsın” sözünü benimsemiş. Hatta bunu vücuduna dövme yaptırmış.
Ensesinde bir de güzellik yarışmasında aldığı dereceyi  temsilen bir taç dövmesi var.
* SylvIa Plath’in Sırça Fanus adlı kitabını elinden düşürmüyor.
* Sevgilisini, annesini ve kız kardeşini kıskanıyor.
* Huzur istiyor. Ünlü olmak gibi bir derdi yok,  kalabalık ve huzurlu bir ailesi olsun, yeter.
* Almanya’da bir oto galerisi bulunan, bu nedenle de  ayın iki-üç haftası orada yaşayan babasıyla daha  fazla vakit geçirmek istiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Blog Arşivi